Yunan Kolonilerinin İzinde
İtalyan ana karasını çok çok eskilerde eni konu gezmişliğimden ileri, Sicilya’ya vakit kalmamasından beri içimde ukteydi bu Akdeniz adası. Yeni bir dostun daveti vesile oldu; bu yaz uzun soluklu bir programla Sicilya’daydım. Hem adanın altını üstüne getirdim hem de ana karada çizmenin topuğuna sıktım, burnunu deldim.
Yunan kolonilerinin ilk kurulduğu uzak diyarlardan biri Sicilya. O yüzden Avrupa’nın en eski Helenistik kalıntılarına ev sahibi. Üstelik Akdeniz havzasının ortasında, güç ve göçlerin oyun alanı bu koca ada. Bu yüzden yüzyıllardır medeniyetlerin kaynadığı bir kazan olmuş; bizim Anadolu’ya göz kırpıyor. Dolayısıyla hemen kanımız kaynıyor, ısınıyoruz Sicilya’ya… hem ruhen hem de fiziken; zira sıcak ülke burası da!
İstanbul’dan Sicilya’ya direkt uçuş benim gittiğim zamanda sadece Katanya üzerinden vardı; ben de oradan konuya girdim. Ama Palermo ile adanın en büyük şehirlerinden olan bu kenti gezmedim. Direkt olarak en eski ve en ünlü yerleşimlerden Siraküza’ya geçtim. Zaten davet edildiğim programın merkez üssü de burasıydı. Programın amacı ABD’li tasarım öğrencilerine Avrupa ve kültür aşısı yapmak amacıyla tasarım akademisi MADE ile bir yaz okuluydu. Ben de ev sahibim tasarımcı ve eğitmen Carey Watters davetiyle gözlemci rolünde ekibin Sicilya macerasına eşlik etme fırsatı buldum.
Siraküza’da Yaşamak
Sicilya’daki en uzun konaklamayı Siraküza’da yapınca burası bir nevi evim gibi oldu. Kimi zaman adanın çeşitli yerlerine buradan günübirlik yolculuklar yaptık. Kimi zaman da bu aheste kentin ritmine kendimizi bıraktık. Bunun için de geçmiş zamanın patinasını sokaklarında, binaların cephelerinde taşıyan eski merkezde kaldık. Adanın ucundaki ada Ortigia bizim İstanbul’un tarihi yarımadası gibi.
Karaya iki yan yana köprüyle bağlanan minik bölgede tamamen yaya dolaşmak mümkün. Hatta tavsiye edilir; çünkü araba problem. Hem Sicilya’nın deşifre etmesi zor park kuralları hem de kimi tek yön dar sokaklarıyla Sultanahmet’i aratmıyor. Biz de öyle yaptık… Katanyadan Siraküza’ya sık tarifeli bir otobüsle geldikten sonra kendimizi taksiyle dairemize atıp gerisini yayan yaşadık. Zaten her yer yürüme mesafesinde. Ekipçe organize edilen gezintilere de adanın kenarındaki duraktan topluca otobüslerle gittik. Sadece özel olarak gezmek istediğimiz yerlere giderken birkaç günlük araba kiraladık.
Sicilya planı yapanlara hangi rotayı takip ederseniz edin bir yeri baz alıp oranın sokaklarına aşina olun, insanını tanıyın, yemeklerini tadın derim. Yani birbiri ardına boncuk gibi dizilmiş turistik yerleri sıraya koymaktansa bir merkez seçip beş duyunuzu oraya senkronize etmenizi tavsiye ediyorum. Ben öyle yaptım; sonuçtan çok da mutluyum. Üstelik adanın en ünlü yerlerinden çoğunu da görmeyi başardım.
Önemli not: Sicilya’da zaman yavaş akıyor. Aceleniz varsa gitmeyin diyecek kadar sabır zorlayabilir. O yüzden hayatın ritmini onlara göre ayarlamakta fayda var. Aslında biz Türkler ile çok benziyor çalışma şekilleri. Hem ahestelikte, hem plansızlıkta hem de boşverme kapasitesinde. Ne de olsa Akdeniz ruhu; aynı iklimin çocuklarıyız.
Bütün Sicilya ve güney İtalya rotamı yazının sonuna harita bağlantıları ile koyuyorum. Seç beğen al modeli yapabilirsiniz… Ama beni en çok etkileyenleri burada ayroca not düşmek istiyorum:
- Arkeolojik Park: İlk Yunan kolonilerinden biri olan eski şehrin kalıntıları yanında Roma döneminden de izler var. Ama en etkileyici tarafı aynı zamanda bölgenin inşasına kaynak sağlayan taş ocakları ile bu alanda yerleştirilmiş dev heykeller. Polonya asıllı İgor Mitoraj Koleksiyonun büyük kısmı Siraküza Arkeolojik alanında yer alıyor ve gerçekten çok etkileyici. Mitolojiden esinlenen ve özellikle İkarus’un başrolde olduğu eserler göz kamaştırıcı. Sicilya’da başka tarihi yerlerde de görülebilen Igor Mitoraj eserleri tarihin ve doğanın içinde ona ait, günümüze bırakılan izler gibi.
- Arkeoloji Müzesi: Çok ama çok eser var… Sadece bu şehrin değil adanın pek çok kalıntısı burada. Eserleri seçip öne çıkartmak yerine yığınlar halinde sergilemeleri beni çok etkilemedi açıkçası. Ama meraklısına tam gün mesai eder. Özellikle tarihin en güzel sikkelerinin teşhir edildiği özel salon görmeye değer.
- Ortigia Adası Sokakları: En az bir gün ayırın derim, ama ideali birkaç gün farklı rotaları deneyimlemek. Üstelik şehrin kenarında kayalıkların arasından Akdeniz’e dalabileceğiniz merdivenle inilen minicik plajlar var.
- Apollon Tapınağı: Zaten adanın girişinde, en turistik mekan; kaçırmaya imkan yok. İki dua bir niyet ediverin; ne de olsa kahin tanrının meskeni.
- Balık pazarı: Her güney İtalya ve Sicilya temalı gezinin olmazsa olmazı deniz ürünleri burada sahnede. İster hepsinden azar azar ister sırayla tadın. Ben külahta karışık kızartmalardan şarküteri tabağına kadar hepsini denedim; üzüldüğüm olmadı. Bir tarafı da turistik eşyalar satılan standlarla dolu. Fiyatlar normal; zaten aşağı yukarı her yerde aynı. Yalnız pazar her gün sabah erken kurulup öğleden sonra toplanıyor; akşama kalmayın.
- Kukla Müzesi: Mini minnacık bir özel müze. Siraküza’ya özel kukla modellerinin tarihçesi ve en güzel örneklerini görmek için ideal. Bir de gösterisi var ama ben ona gitmedim.
- Kale: Uzaktan bir kale daha, gördüm içini gezmeye gerek yok izlenimi bırakıyor. Birkaç gün de o yüzden sıra gelmedi gitmeye; ama girince iyi ki dedim. Hem adaya harika bir bakış hem de yüksek tavanlı ana holdeki tonozlarda volkanik taşları görmek etkileyici. Burada da sanat eserleri serpiştirilmiş; bir iki saatini ayırmaya kesinlikle değer.
- San Giovanni Yeraltı Mezarlığı: Aynı kafayla bir başka yer altı mezarlığı daha, gördüm bunları deyip geçme potansiyelimi ucundan sıyırdı. O kadar büyük o kadar etkileyici ki iyi ki kafaya kaskı takıp yarım saatlik turlardan birine dalmışız dedik.
- Piazza Santa Lucia bit pazarı: Annemin izinden bit pazarı delisi oldum; her gittiğim şehirde kovalıyorum. Ama bu başka güzel! Öyle ki iki pazar üst üste gittim. Sadece pazar sabahları kurulup öğleden sonra yine seyrelerek kapanıyor. Eskiler, antikalar, döküntülerle birlikte keşfi bekleyen nadide parçalar burada. Ben eski çizgi romanlardan İtalyan orijinaller, birkaç eski takı ile bir iki de yeni elbise aldım. Zira eski eşyalar bir yanda, yiyecekler bir yanda, bir köşede de bizim pazarlar gibi yeni malzemeler var.
- Madonna delle Lacrime Katedrali: Bu nispeten yeni, modern katedrali biraz da mesleki meraktan ziyaret ettim. Faşist İtalya’nın modern zamana geçişinin devasa bir anıtı gibi. İçindekilerden çok binanın kendisi ve o piramidal yapının altında hissettirdikleri etkiledi. Zevk meselesi, isteyene değişik bir atmosfer. Altındaki minik müzede Katolik mucizelerinden birinin hikayesi ve anılarını da görebilirsiniz.
Gördüklerin Senin Olsun Yediklerini Anlat
- Eski bir avluda geleneksel Sicilya sofrası, ekonomik menü sıcak esnaf
Il Cortile di Archimede-Bistrot Ristorante in Ortigia Siracusa
https://maps.app.goo.gl/pBUPLgsrHvZSwZjE7
Bir şarküteri tabağı bu kadar lezzetli ve estetik olabilir… Herşeyden biraz ve hepsi enfes! Yediklerimizin en iyisi. Yerel şarap ve biralar da hem uygun hem lezzetli 🤌🏼 Biz o kadar sevdik ki ertesi gece de gittik. Mürekkep balığı mürekkebi ve kalamarlı arancino Sicilya’da yediklerimin en iyisi. Göz ve karın doyurucu büyük şarküteri tabağında da var.
https://maps.app.goo.gl/8cyfJ9oku2ovcYdNA
İnce detaylarına kadar düşünülmüş nefis mekan, lezzetli yemekler ve sofra şarabı. Biraz pahalı diğerlerine göre.
https://maps.app.goo.gl/hpKzoja3tuvxb4GK6
- Sicilya sokak lezeeti Arancino için burası:
Antica Giudecca – Pizzeria, Biscotti, Arancini, Take Away
Fırın gibi düşünün , iki masasi var ama slip elde yemelik aslında.
https://maps.app.goo.gl/W5f6yzhNCw1kP8Md8
Dondurmacılar:
https://maps.app.goo.gl/wCh6Y5EnKfMuqLgt5
https://maps.app.goo.gl/9encpDhUxbFZvoo27
Sicilya’nın Mücevherleri
Adanın en kozmopolit, en fıkır fıkır kaynayan şehri Palermo’yu rotada da yaptığımız gibi sona bırakıyorum. Onun dışında bir kısmını kalabalık bir grupla topluca gezdiğimiz en turistik noktalardan kendi başımıza arabayla keşfettiğimiz güzellikler bunlar:
Taormina
Çok dik bir yamaçta inşa edilen kent Sicilya’nın en turistik yerlerinden. Hem düzgün restore edilmiş Yunan / Roma Tiyatrosu ve etrafındaki kalıntıları hem dokusu korunmuş sokakları hakikaten etkileyici. Ama ne o lüks markaların donattığı yayan cadde Corso Umberto ne de görmemiş turistlerin heyecanla kameralarını uzattığı cephelerdeki balkonlar kendimden geçmeye yeterli değildi. Evet, gidip görmeli ama bir gün yeter. Özellikle yaya trafiğinin sıcak güneşle kaynadığı kısmı bana itici bile geldi. Tam bu karmaşadan kaçmaya çalışırken sığındığımız Villa Comunale di Taormina bahçeleri cennet gibi bir esinti oldu. Hem Roma kalıntıları ile bezeli hem de harika yeşillikler içinde; üstelik manzara da şahane.
Özellikle araştırıp gittiğimiz fırınımsı kafe bizi hayal kırıklığına uğratmadı. Arancinolarımızı burada yedik; en çok ıspanaklı peynirliyi sevdik: Rosticceria Da Cristina 2 – https://maps.app.goo.gl/AdqrKJGLmDWdgR1H6
Taormina tepelerinden sahile teleferik de varmış. Biz arabayla yılan kavisli yolları inip de deniz kıyısına varınca gördük. Ama ünlü birkaç plajından birinin karşısında yürünebilir bir ada var: Isola Bella adasında bir de şapel var. Suyu serin ve taşlık, halk plajı da var denize sıfır tesisler de ama bunlar biraz cüzdan yakan cinsten.
Agrigento – Valley of Temples
Bu Tapınaklar Vadisini görmeden Sicilya’dan dönmeyin; nokta. Dönemin Yunan kolonileri arasında en zengini olan Agrigento, bir tepenin üzerine şu anda yedi tanesi ziyaret edilebilir ölçüde restore edilmiş heybetli tapınaklar yapmışlar. Yine bir Igor Mitoraj eseri olan düşmüş İkarus ile renklenen antik yolda ilerlerken etkilenmemek mümkün değil. Anadolu mirasımızın ne kadar ihtişamlı, zengin, derin ve kadim olduğunu fark ediyorsunuz ayrıca. Her Avrupa gezimde olduğu gibi burada da yine memleketin kültür ve doğa mirasının hak ettiği önemi, dikkati, ilgiyi görmemesi yüreğimi cız ettirdi.
Villa Romana del Casale
Heyelan nedeniyle toprak altında kaldığı için bütünsel olarak korunmuş bir Romalı malikanesi Villa Romana del Casale ve çok da güzel restore edilmiş. Bizde tillahı var bunların, demeyin, gezin görün. Zeugma gibi tarihin penceresine göz kırpan nitelikte mozaikler var. Özellikle bikinili kızlar çok popüler ve ünlü. Ama ben mitolojik hikayelerin ve egzantrik hayvanların sergilendiği büyük salonu daha çok sevdim.
Etna National Park
Başka ne zaman aktif bir yanardağa bu kadar yakın çıkabilirsiniz? Nadide bir doğa parçası ve Etna Milli Parkı’nın çok bilinçli, donanımlı rehberler eşliğinde yürüyüş yapabileceğiniz nefis parkurları var. Hem manzara efsane hem de farklı dönemlerde patlayan Etna’nın püskürttüğü taş parçalarının toprağı kaplayan farklı tonlarda örtüsü büyüleyici. Kendine has bir iklimi var, tedarikli gitmeyi öneririm. Turistik malzemelerin, volkanik taşlardan süs eşyalarının satıldığı minik ahşap binalardan bazılarında kafeteryalar da var. Bizim durduğumuz yerde Etna likörleri de satılıyordu. Kırmızı %70 alkol oranlı şişeden daha fazla almadığıma pişmanım; o ne lezzet yahu!
Noto
Bir başka zengin şehir daha… Ama bu daha yenice. Barok mimarinin mücevher gibi binaları, malikaneleri ile süslü bu küçük şehirde sokakları dolaşmak, birkaç binanın içini gezmek için birgün ayırmanızı tavsiye ederim. Bizim gittiğimiz gün tesadüfen klasik arabaların turu buradan geçiyordu! Aman ne keyif ne şamata bu filmlerden çıkma araçların içine kurulan teyzeleri amcaları izlemek el sallamak! Şansımız hem zamanlama hem de lezzet durağı bulma konusunda on ikiden vurdu…
Efsane arancinolar burada: Fıstıklı ve peynirliye bayıldım… Rosticceria Palermitana Arancina Planet – https://maps.app.goo.gl/Gv99U1e6jV2nx7FP6
Hayatımda yediğim en güzel dondurma buradaydı: Rikottalı ve fıstıklı deneyin… Caffè Sicilia – https://maps.app.goo.gl/bax5kVj3sKRDEokv6
Modica
Bu küçük şehir ise adanın içlerine doğru üç derin vadinin birleştiği bir kavşakta kurulmuş. Dik yokuşlardan ziyade merdivenli sokaklardan tırmanıp yine barok mimaride güzellikleri ve vadinin manzarasını içinize çekebilirsiniz. İtalya’nın en eski soğuk pres çikolata imalatçısı ve çikolata müzesine ev sahipliği de yapıyor. Her ne kadar yediğim en güzel çikolata diyemesem de buradaki kaliteli lezzetlerden alışveriş yapabiliyorsunuz: Antica Dolceria Bonajuto – https://maps.app.goo.gl/KyXWCRmxsvNeLmEY8 Bence şehre yarım gün yeter; ama ince ince gezerseniz ve tepelerin hepsini tırmanırsanız bir gün anca.
Marzamemi
Burası aslında küçük bir balıkçı kasabasıymış; ama eski dokusu korunmuş minnacık meydanın etrafındaki balık lokantaları ile ün salmış. Bize tavsiye edilen restoranda mükemmel balıklar, karidesler ve kalamarlı makarna yedik: Al Boccone – https://maps.app.goo.gl/cJbZX7dMA7JKcnEJ8
Ortaya Karışık Palermo
Adanın en kozmopolit, en fıkır fıkır kaynayan şehri demiştim… Palermo’nun göbeğinde, o ünlü pazar yerinin tam ortasında kalmamız da kaosu dolu dizgin yaşamaya vesile oldu. Yol arkadaşımın daha önce pek çok kez yaptığı bir yöntemle ekonomik ve temel ihtiyaçları karşılayan, temiz bir konaklama ümidiyle Chiesa del Carmine Maggiore Manastırı misafirhanesine geldik. Manastır Konaklamaları Avrupa’da, özellikle İtalya’da oldukça kullanılan bir yöntem.
Genellikle misafiri üzmeyen, ama konfor seviyesi düşük ortamlar olurmuş ama bu kez biz biraz tufaya düştük. Çünkü bina eski, çarşaflar tül gibi ince, temizlik vasat, konfor seviyesi ortalamadan da aşağıda idi. Üstelik sabah 6 sularında başlayan pazar kurulumu tantanası akşama kadar bağırış çağırışlarla, kimi zaman müzik ve danslarla devam ediyordu. O yüzden tavsiye ederim diyemiyorum ama değişik bir tecrübe oldu. Çünkü odadan çıkıp wifi internet çeken tek alan avluya geçince ortamın pitoresk güzelliği ve dinginliği doğal bir aydınlanma hissini taşıyordu. Kiliseye ve çan kulesine direkt bağlantı ile bu ulvi hisleri daha da güçlendirmek mümkündü. Kruvasan, reçel, yoğurt ve kahveden ibaret kahvaltı yakalayabileni belki doyurabilir ama Sicilya lezzetlerinin dört bir yanı sardığı bölgede tatmin etmesi pek zordu. O yüzden kahveyi içip pazardaki satıcılardan ve dükkanlardan yemeyi tercih ettik.
Palermo’nun sokak lezzetleri ile ünlü bölgesi aynı zamanda eski kentin yahudi mahallesiyle birleşiyor. Biz de ilk günü Sokak Yemekleri Turu alıp yöreye has tatları rehber eşliğinde gezip yedik. Yarım günlük yürüyüşte ara ara sofralara ara ara da ayakta atıştırmalıkları yuttuk. Kalan zamanımızı da pazardan alışveriş yaparak geçirdik. Burada belirtmeden geçemeyeceğim; çeşit çeşit ricotta peynirleri efsane!
Elbette Palermo’nun baş tacı turistik noktalarının çoğunu gezdik. Bunları lokasyon listesinde de ayrıca paylaşıyorum. Ama şunu söylemeliyim ki Norman Sarayı ve içindeki ünlü şapel beni büyüledi… Böylesine güzel ve şahşahalı mozaikler görmemiştim gerçekten. Üstelik tavanı mukarnas süslemenin şov yaptığı bir işçilikle ziyaretçileri büyülüyor. Ayrıca sarayın kendisi ve içindeki koleksiyonlar da çok iyi, gezmeye değer.
Arkeoloji müzesi ve özel koleksiyon müzeleri de güzel, Siraküza’dakinden daha iyi sergileme ortamı. Binanın kendisi de çok keyifli, antik kentlerde yaşamı da daha iyi hissedebiliyorsunuz. Dev Palermo Katedralini özellikle barok mimari görmekten sıkılan gezginlere gece görmenizi tavsiye ederim; ışıklandırılmış çatısına çıkıp şehri de izleyebilirsiniz. Listede bir de No Mafya müzesi diye ücretsiz özel bir sergi var; mafya tarihini ve kurbanlarını görebiliyorsunuz… Meraklısına güzel.
Özetle beni görsel olarak ve ruhen adanın diğer yerleri kadar etkilemese de, İstanbul’a benzeyen kaotik enerjisi biraz yorsa da Palermo’ya tekrar gitmek isterim. Eksik kalan yerleri görmek, sokaklarını – maalesef çöpten geçilmiyor, şehir çok pis – daha sakin dolaşak şehrin tadını çıkarmaya giderim. İstanbul’da yaşamayı değil onu ziyaret etmeyi tercih ettiğim gibi Palermo da Sicilya’da etkileyici bir durak. Üstelik artık direkt uçuş var!
Kazan ve Kepçe Konusu
Aslında üç haftalık rotanın son haftasında Palermo öncesinde çizmenin güney taraflarında da birkaç gün dolaştık. Burası da şahane ve kendine has özellikleri bulunan bölgelerden oluşuyor. Saatler içinde kuzey kıyılarından güney Akdeniz sularına, batıdan doğunun dağlarına geçmek mümkün. Her birinin atmosferi, enerjisi farklı. Bolca hayalet kasaba da var; hani şu 5/10 Euroya ev alma efsanelerinin dolaştığı. Ama seyahatin bu kısmının detayına girmiyorum; hem hakkını vermiş hissetmediğimden hem de o ayrı bir yazı olur hakikaten. Ama rotamızı paylaşıyorum. Her birini kesinlikle tavsiye ederim; zaten seçip hedef koyup gittik.
Sicilya’nın kepçesine gelirsek… Özetle Akdeniz’in medeniyet kazanı görevini görmüş bu nadide kara parçası zaman ayırmayı hak ediyor. İster tarih, ister lezzet, ister doğa peşinde olun, doyurucu bir destinasyon ve kültürün her türlü çeşitliliği sizi sarmalıyor. Madem böyle bir fırsat çıktı karşıma, uzun kalıp adayı bitireyim dedim; tam başaramadım. Ama bu deneyim kazanından tadan kepçe olmak şahaneydi. Yine giderim yani o kadar!
Sicilya Mayıs 2024 Rotası
Sirakuza
- Arkeolojik park – https://maps.app.goo.gl/hVLb6iDgZobJpHJ46
- Arkeoloji müzesi – https://maps.app.goo.gl/AmaNqq5dzLRAn3oG7
- Ortigia adası sokakları
- Apollon Tapınağı – https://maps.app.goo.gl/pwP8mswVq9qCx53h9
- Balık pazarı
- Kukla müzesi – https://maps.app.goo.gl/V9zXsuGbEwwPhUPG8
- Kale – https://maps.app.goo.gl/r5Y8rXJJX2tsXuwG8
- San Giovanni Yeraltı Mezarlığı – https://maps.app.goo.gl/CEAJQbxe5fkxJwSUA
- Piazza Santa Lucia bit pazarı – https://maps.app.goo.gl/XqDtPq82LLxPzi3F6
- Madonna delle Lacrime Katedrali – ttps://maps.app.goo.gl/hM7jgsDbFL5uVajo7?g_st=ac
- Arethusa Spring – Fonte Aretusa – https://maps.app.goo.gl/G3hApSGAMWWt8kFq8
Taormina
- Greek theatre – https://maps.app.goo.gl/Yc3qipg1j363Gzv8A
- Villa Comunale di Taormina – https://maps.app.goo.gl/X9LUukcpkoHrRo647
- Corso Umberto
- Isola Bella – https://maps.app.goo.gl/cVaHF9Y2236Nrysg9
Noto
- Rosticceria Palermitana Arancina Planet – https://maps.app.goo.gl/Gv99U1e6jV2nx7FP6
- Caffè Sicilia – https://maps.app.goo.gl/bax5kVj3sKRDEokv6
Modica
- Duomo di San Pietro Apostolo – https://maps.app.goo.gl/thUzx1GGbYMWMAcJ6
- Duomo di San Giorgio – https://maps.app.goo.gl/fYyhVcNd5myqNpNX6
Marzamemi
Agrigento – Valley of Temples
https://maps.app.goo.gl/LPGY5Ku35jZyEPgQ6
Villa Romana del Casale
https://maps.app.goo.gl/uKwB3YjQt2RuYSFGA
Etna National Park
https://maps.app.goo.gl/wmDCA6NGMci7VGTH7
Palermo
- Yemek turu & market
- Arkeoloji müzesi : Museo Archeologico Regionale Antonino Salinas – https://maps.app.goo.gl/arvnJJb4sQiP5W5m8
- Museo Palazzo Branciforte – https://maps.app.goo.gl/cPMgd7dx2As4gCUh6
- Norman Sarayı / Palazzo Reale & Capella Palatina – https://maps.app.goo.gl/yAHKFizyAxEvpTZR9
- Palermo katedrali gece – https://maps.app.goo.gl/yGTs5B1JND15sdSs6
- Chiesa del Carmine Maggiore ve Manastır (kaldığımız kilise) – https://maps.app.goo.gl/EXjZtYMipBVdLTFM6
- Chiesa Santa Maria dell’Ammiraglio (Chiesa della Martorana) – https://maps.app.goo.gl/uj3XZnf8DLAzyD279
- Chiesa e Monastero di Santa Caterina d’Alessandria – aynı zamanda kalona tatlı – https://maps.app.goo.gl/wUNCgSJBrM9ZBDaq8
- No Mafia Memorial – https://maps.app.goo.gl/bh1WqAzS1bR6oZ9M7
Yemek:
Il Cambisone – https://maps.app.goo.gl/cSsxaTX65gVSzRsp9
Cefalu
- Şehir & Plaj – https://maps.app.goo.gl/DiddS81MAfV1Gpwu5
- Yemek: Tinchite Taverna & Putia – https://maps.app.goo.gl/fibtGJXZ3sw2gpA57
Ana kara:
Cosenza
https://maps.app.goo.gl/1aNijYWHCd7j3Ewy5
Lago Arvo – Dağ Gölü & Lorica
https://maps.app.goo.gl/YNM3NmmBKZ5uAwkQ9
Rocceletta – Basilica di Santa Maria della Roccella
https://maps.app.goo.gl/dFt5okADEhiRp8Gb8
Stilo – Cattolica di Stilo (Bizans kalıntısı ve bergamut dondurması)
https://maps.app.goo.gl/JkQV1dcszvj2EmS59
Tropea – Capo Vaticano
https://maps.app.goo.gl/Uu2oFb8Q4uMUfiDk8
Pentedattilo (hayalet kasaba)
https://maps.app.goo.gl/VAvz5cKLDXQw5STU8
Gitmedik ama aklımızda kaldı:
- Ragusa
- Agrigento Museo archeologico regionale Pietro Griffo
- Selinunte
- Sciacca
- Lido Scala dei Turchi
- Capo Bianco
- Trapani
- San Vito Lo Copo
- Scopello
- Terrasini
- Reggio Calabria – Museo Archeologico Nazionale di Reggio Calabria