23.02.2019 – Söke
Gözlerini kapattı. Dua eder gibi bir hali vardı. Elindeki can eriğini itinayla tuzlamış, ilk ısırığı almak için o mükemmel anın arifesinde duraklamıştı. İlk ısırığın tadı bir başka olurdu çünkü. Bir daha aynı ısırığı yapamazdı; bir daha dişlerinin arasından sızan suyunu yekten geri çekip dilinin ucundaki tuzla birleştirdiğinde aynı hazzı duyamazdı.
Belki önündekilerin hepsi bitene kadar durmayacaktı. Belki her birinde uzun soluklu bir nefes verecekti. Belki dudağını ısıracaktı arada; gerçek mi diye kontrol edecekti.
Gözlerini açmadan bahçeyi düşledi. Ayaklarını kurbağalı havuza daldırıp güneşlendiği, rüzgarlı sabahlarda yüzünü esintiye verdiği bayır aşağı bahçesi. Isırmadan önce onları düşledi. O kızgın, hiddetli, yumuşak, sevecen ve heyecanlı, efir efir yüzlerini. Annesiyle babasının ağacı ilk dikişlerini.
Tam dudaklarının dibinde ağacı düşledi. Yaprakları, dalları babası; kökleri annesiydi. Isırdı.