Hayat bu aralar sağanak yağıyor

17/03/2014 – #direngezi sonrası günlerden

Hayat bu aralar sağanak yağıyor.

Memleketin gündem bombardımanı malum… Tek tek saymaya lüzum yok, oradan orya savrulmuyorsak savrulanları seyrederken başımız dönüyor.

İşler güçler sevimsiz… Memleketin halinden pek de bağımsız olmayan maddi hayatta ya motivasyon ya da dirayet zorluğu çekiyoruz.

Herkes dökülüyor… İster gezegenin negatif enerjisine, ister ruh halimizin bedensel tezahürüne, ister yıldızlara, ister modern dünyanın kirlenmişliğine verelim bedenen de durumlar pek iç açıcı gözükmüyor. Gripten çağın vebasına geniş bir yelpazede ya sürekli hastalıklar ile savaş halindeyiz ya da etrafımızdaki vahim savaşlara destek çıkmaya çalışıyor, en azından etkileniyoruz.

Her şeyden önemlisi ruhen yaralıyız… Çoğumuzun başka başka yerlerinden acıları kanıyor; kimisi uzun süredir kimisi yeni yeni deşifre olmuş. Kendi kendimizle debeleniyor, bir ruh halinden ötekine savruluyor, dünü bugüne bölüp sürekli hesaplaşıyoruz.

Belki yanılıyorumdur; belki kendi küçük penceremden görüyorumdur dünyayı. Ama bendeki manzara bu…

Cevabım yok. Kendime huzurlu ve dingin minik kesecikler yaratmaya çalışıyorum ya da yanımdakiyle el ele tutuşup direnmeye. Zaman zaman kabuğuma çekiliyorum zaman zaman içim içime sığmıyor sokağa taşıyorum.

Ama nihayetinde yorgunum, huzursuzum… Sizi bilmiyorum ama bana gerçek, sapına kadar hayat dolu bir bahar lazım.

meraba

Yıllar yıllar önce başlamıştım yazmaya… Önce süslü kalemlerle anı defterlerine, sonra kurşun kalemle eski ajandalara, zamanla renk renk başka satırlara. Analog ortamdan dijitale geçişim de yeni değil aslında. Ama teknik sebeplerle kayıp bazıları. O yüzden yeni bir başlangıç yapmaya karar verdim. Dünyanın #covid19 ile kavrulduğu karantina günlerine denk geldi; biraz da bahane oldu evde kalmak. Maziden bazı yazıları bulabilirsem ekleyeceğim; en azından kaybolmasın istediklerimi. Neden niçin yazıyorum demeden buraya bırakacağım bazı cümleleri. Sürçü lisan edersek affola!